Introspection and preserved writings give us far more insight into the ways of past humans than we have into the ways of past dinosaurs. For that reason, I'm optimistic that we can eventually arrive at convincing explanations for these broadest patterns of human history. [1]
Geçenlerde bir yazımda Jared Diamond'a atıfta bulunmuştum. Daha sonra birkaç farklı yerde de konusu açılınca Jared beyefendi hakkında birşeyler yazma ihtiyacı hissettim. Ama bu hissiyat, önümdeki konunun büyüklüğü altında ezilme korkumu da içermektedir. Beklentileri karşılayabilecek seviyede olacaktır umarım.
Efendim Jared Diamond bir bilim insanı. Gerçi kendisine yok fizyolog yok jeolog gibi branşlar biçseler de, benim yalnızca bilim insanı makamında gördüğüm ve o makamı dolduran genişlikte bir insandır zat-ı şahaneleri. Üstelik bunlar içinde doğa bilimlerinden çok sosyal bilimlere yakın görmekteyim kendisini. Antropoloji ve sosyolojinin önünü açan tezlere sahiptir.
Kendisi bu aralar akademi çevreleri veya Rusların o sevdiğim -ortamın kasıntı pozlarını iyi yansıttığı için- terimiyle intelijensiyada, popülerleştiği için pek sevilmemekte diye duyumlar aldım. Eh akademik çevrelerin kıskançlığı meşhurdur. Hele ki "yukarıdaki" veya "yukarılardaki"lere yaranmadan yalnızca kendi merak ve zihninin ürünlerini kamunun önüne serip "işte ürünlerim bunlardır" diyen fikir insanlarının kıskanılma popülerliği sanırım ki okunma popülerliğinin misliyle tutar. Neyse, bu elit akademisyen mösyöleri bir kenara bırakıp Jared Diamond'a geçersek; kendisinin popülerliği, sosyal meselelere kafa yorup ve bunları sosyal bilimci de olsa bilimcilere bırakılamayacak kadar değerli görüp popüler bilim kitapları olarak neşretmesinden kaynaklıdır. Pek çok ödül almış olan bu kitaplar kronolojik olarak Üçüncü Şempanze, Seks Neden Keyiflidir?, Tüfek, Mikrop, ve Çelik, ve Çöküş'tür.
İlk kitabı olan
Üçüncü Şempanze'de insanın bilinen iki şempanze türüyle olan genetik ve sosyal yakınlığından dolayı şempanze olarak kategorilendirilmesi gerektiği fikri üzerinde durulmakta. Daha sonra ilginç bir konuya geçmiş görüldüğü üzere Jared Diamond, genel olarak cinsiyetlerin oluşumu, mücadelesi, seksin hayvanlardaki kökeni gibi konulara değinilen ve özelde insan cinselliğinin evrimi diyebileceğimiz bir konusu olan bir kitap. Bu iki kitapta da "signalling theory" [2] diye evrimsel biyolojinin eğlenceli bir oyun bahçesine de bir miktar giriyorlar ki ileride bu konuya da değinmeyi düşünüyorum (işaretlerle uğraşan bir mühendisin bakış açısından ilginç olabilir değil mi?). Burada kronolojiyi bozarak son kitap
Çöküş'e de kısaca değineceğim. Coğrafya-evrim-sosyoloji ilişkilerinin kurulduğu ve temelde "toplumlar niye çökmüş, çöküyor ve bizim toplumumuz çökecek mi, çökecekse niye?" soruları ve sorunları üzerine yazılmış kitapta Diamond'un her zaman en önemli gördüğü coğrafyanın toplumların kaderlerine nasıl etki ettiğini görebilirken farklı coğrafyalarda temeli atılmış ama başka coğrafyaya göçmüş toplumların orada o bölgenin yerlileri ile kıyasla karşılaştıkları sorunlar gibi çok detaylı incelemelere girilmiş. Ayrıca güncel bir sorun olan küresel iklim değişimini coğrafya-toplum ilişkisinin dengesizleşmesi olarak ele alan Diamond tarihten çıkardığı sonuçlarla sonuçta doğanın kendi yolunu bulacağını ve bu olayı (insanlar için) tatlı veya tatsız şekilde halledeceğini belirtiyor. Bu yüzden bu kitabı diğerlerine göre çok daha aktivist olarak kabul edilebilir. [*]
Ve sonra geliyoruz benim baştacım olan
Tüfek, Mikrop ve Çelik'. Diamond'un Yeni Gine'ye kuşları gözlemlemek için yaptığı seyahatinde yerlilerle kurduğu iletişim ve onlardan birisi olan Yami'nin "neden beyaz adamın bu kadar çok kargosu [**] var da bizim çok az var?" sorusu üzerine düşünmesiyle başlıyor her şey
-belki de ilgi çekici bir giriş için bir miktar kurgu olabilir bu başlangıçta-. Diamond yıllardır temasta bulunduğu bu yerli toplum ile kendi modern toplumunu zaten ufak ufak ayrık kıyaslamalara tutmuşken bu soru çok temelden konunun bütünlüğü üzere yoğunlaşmasına sebep oluyor. Bu yüzden -her zamanki çalışma şekliyle- çeşitli medeniyetleri kıyaslamak için tarihte geriye sararken farklılıkları en çok etkileyen faktörleri bulmaya çalışıyor.
Aslında çok miktarda da bulsa da, kitabın adındaki gibi "tüfek, mikrop ve çelik" olarak diğer tüm başlıkları kapsayan üç ana kalemde topluyor bunları. Ama isimlendirme aldatıcı olmasın;, temelde hepsinde coğrafyanın bu başlıklara yansıyışı var. Örneğin mikrop [germs] başlığı coğrafi determinizm altında tarımı ve hayvancılığı sebep olduğu hastalıklar ve bakımından kapsıyor [3]. Yahut tüfek [orjinalinde guns] başlığı aynı zamanda evcilleştirilmiş atlardan tekerleğe, baruttan zırhlara, ve yine mikroplar ile taş baltalara kadar medeniyetin farklı iki yüzünün avantaj-dezavantajları var (evet her zaman beyaz adam avantakjlı değil). Bu inceleme ise ayrı ayrı normal gözüken şeylerin birbiriyle ilişkilerinin kurulmasının ardından çok ilginç ve önemli sonuçlara götürüyor bizleri. Örneğin (daha önceki bir yazımda değindiğim gibi) yeryüzünde kurulmuş tek medeniyet Avrasya [Diamond'un deyimiyle] medeniyeti değildir. Amerika, Yeni Gine, Orta Afrika, Yeni Zellanda ve Avustralya gibi (ki adını saymadığımız onlarcası var) pek çok medeniyet "ekolü" var olmuş. Tabi burada kitabın adındaki tüfek, mikrop ve çelik bize nasıl da Batı koloniciliğinin nicel zayıflığına rağmen tüm bu medeniyetleri domine edebildiğini veya Orta Afrika örneğinde olduğu gibi nasıl tam tersi şekilde hezimete uğradığını gösteriyor. Bir diğer önemli sonuç ise, Friedrich Engels'in de daha önce ortaya koyduğu gibi, insanlığın yüzbinlerce yıllık geçmişinin yalnızca son on bin yılının tarım ve sonrasında gelen medeniyet savaşlarıyla geçtiği.
Jared Diamond'u coğrafi determinizmi çok abarttığı, çok mekanik olduğu, genetiğe çok önem vermediği (yani ırkçı olmadığı) ve üstü kapalı şekilde medeniyeti yadsıdığı gibi sebepler ortaya atarak eleştirenlerin az olmadığını söylemiştik. Fakat kendisi o büyük mütevazılığıyla günümüz medeniyetinin en iyi ve en üstün medeniyet olmadığı ve hatta pek çok yönden zayıf ve mantıksız olduğu sonucuna çıkan araştırmalarının arkasında durarak güncel problemlerimizin kökenlerine ışık tutma yolunu seçiyor. Bu yazıyı çok fazla uzatmamak açısından burada kesiyorum, ama bir sonraki birkaç yazım küresel iklim değişimi, domuz gribi gibi günümüz sorunları ile Jared Diamond'un teorileri üzerine olacak. Daha sonraki bir tarihte ise, Jared Diamond ve diyalektik materyalizm üzerine bir yazı planım var ama onun için çok daha etraflı bir çalışma gerekecek gibi gözüküyor.
[*] Ne yazık ki bu üç kitabı da henüz okumadım. Fakat Diamond'un bu konularda kitaplarla paralel olarak yazdığı bazı makaleler ve yaptığı konuşmalar ile kitap hakkındaki incelemelerden edindiğim bilgilerle kısa bir bilgilendirme yapabiliyorum. İleride her birini okurken bir "okuma güncesi" olarak buraya yansıtmak gibi bir fikrim de var açıkçası.
[**] Yeni Gine yerlilerinin eşyaya verdikleri isim, kolonileşme döneminde uçak ve gemiyle gelen eşyalara kargo denilmesinden dolayı
[1]
http://www.edge.org/3rd_culture/diamond/diamond_p6.html
[2]
http://en.wikipedia.org/wiki/Signalling_theory
[3]
http://en.wikipedia.org/wiki/Smallpox#History
2 yorum:
AMANTANRIM :)
Kitabın türkçesi geçtiğimiz ay Alfa Bilim dizisinden yayınlandı.
Bilgilerinize...
Yorum Gönder