Geçenlerde bir yazımda Jared Diamond'a atıfta bulunmuştum. Daha sonra birkaç farklı yerde de konusu açılınca Jared beyefendi hakkında birşeyler yazma ihtiyacı hissettim. Ama bu hissiyat, önümdeki konunun büyüklüğü altında ezilme korkumu da içermektedir. Beklentileri karşılayabilecek seviyede olacaktır umarım.Introspection and preserved writings give us far more insight into the ways of past humans than we have into the ways of past dinosaurs. For that reason, I'm optimistic that we can eventually arrive at convincing explanations for these broadest patterns of human history. [1]
İlk kitabı olan Üçüncü Şempanze'de insanın bilinen iki şempanze türüyle olan genetik ve sosyal yakınlığından dolayı şempanze olarak kategorilendirilmesi gerektiği fikri üzerinde durulmakta. Daha sonra ilginç bir konuya geçmiş görüldüğü üzere Jared Diamond, genel olarak cinsiyetlerin oluşumu, mücadelesi, seksin hayvanlardaki kökeni gibi konulara değinilen ve özelde insan cinselliğinin evrimi diyebileceğimiz bir konusu olan bir kitap. Bu iki kitapta da "signalling theory" [2] diye evrimsel biyolojinin eğlenceli bir oyun bahçesine de bir miktar giriyorlar ki ileride bu konuya da değinmeyi düşünüyorum (işaretlerle uğraşan bir mühendisin bakış açısından ilginç olabilir değil mi?). Burada kronolojiyi bozarak son kitap Çöküş'e de kısaca değineceğim. Coğrafya-evrim-sosyoloji ilişkilerinin kurulduğu ve temelde "toplumlar niye çökmüş, çöküyor ve bizim toplumumuz çökecek mi, çökecekse niye?" soruları ve sorunları üzerine yazılmış kitapta Diamond'un her zaman en önemli gördüğü coğrafyanın toplumların kaderlerine nasıl etki ettiğini görebilirken farklı coğrafyalarda temeli atılmış ama başka coğrafyaya göçmüş toplumların orada o bölgenin yerlileri ile kıyasla karşılaştıkları sorunlar gibi çok detaylı incelemelere girilmiş. Ayrıca güncel bir sorun olan küresel iklim değişimini coğrafya-toplum ilişkisinin dengesizleşmesi olarak ele alan Diamond tarihten çıkardığı sonuçlarla sonuçta doğanın kendi yolunu bulacağını ve bu olayı (insanlar için) tatlı veya tatsız şekilde halledeceğini belirtiyor. Bu yüzden bu kitabı diğerlerine göre çok daha aktivist olarak kabul edilebilir. [*]
Aslında çok miktarda da bulsa da, kitabın adındaki gibi "tüfek, mikrop ve çelik" olarak diğer tüm başlıkları kapsayan üç ana kalemde topluyor bunları. Ama isimlendirme aldatıcı olmasın;, temelde hepsinde coğrafyanın bu başlıklara yansıyışı var. Örneğin mikrop [germs] başlığı coğrafi determinizm altında tarımı ve hayvancılığı sebep olduğu hastalıklar ve bakımından kapsıyor [3]. Yahut tüfek [orjinalinde guns] başlığı aynı zamanda evcilleştirilmiş atlardan tekerleğe, baruttan zırhlara, ve yine mikroplar ile taş baltalara kadar medeniyetin farklı iki yüzünün avantaj-dezavantajları var (evet her zaman beyaz adam avantakjlı değil). Bu inceleme ise ayrı ayrı normal gözüken şeylerin birbiriyle ilişkilerinin kurulmasının ardından çok ilginç ve önemli sonuçlara götürüyor bizleri. Örneğin (daha önceki bir yazımda değindiğim gibi) yeryüzünde kurulmuş tek medeniyet Avrasya [Diamond'un deyimiyle] medeniyeti değildir. Amerika, Yeni Gine, Orta Afrika, Yeni Zellanda ve Avustralya gibi (ki adını saymadığımız onlarcası var) pek çok medeniyet "ekolü" var olmuş. Tabi burada kitabın adındaki tüfek, mikrop ve çelik bize nasıl da Batı koloniciliğinin nicel zayıflığına rağmen tüm bu medeniyetleri domine edebildiğini veya Orta Afrika örneğinde olduğu gibi nasıl tam tersi şekilde hezimete uğradığını gösteriyor. Bir diğer önemli sonuç ise, Friedrich Engels'in de daha önce ortaya koyduğu gibi, insanlığın yüzbinlerce yıllık geçmişinin yalnızca son on bin yılının tarım ve sonrasında gelen medeniyet savaşlarıyla geçtiği.[1] http://www.edge.org/3rd_culture/diamond/diamond_p6.html
[2] http://en.wikipedia.org/wiki/Signalling_theory
[3] http://en.wikipedia.org/wiki/Smallpox#History

2 yorum:
AMANTANRIM :)
Kitabın türkçesi geçtiğimiz ay Alfa Bilim dizisinden yayınlandı.
Bilgilerinize...
Yorum Gönder